Her insan işi, okulu, ailesel problemleri, sağlık sorunları sebebiyle kaygı duygusunu yaşayabilir. Kaygı duyduğumuz anlarda gergin olmamız, titrememiz veya terlememiz, çarpıntı hissetmemiz vücudumuzun verdiği doğal tepkilerdir.
Kaygı bozukluğu (anksiyete) ise hissettiğimiz kaygı duygusunun aşırı derecede ve devamlı olarak hissedildiği, hayatımızı etkileyen bir rahatsızlıktır. Kaygı bozukluğu yaşayan kişiler kendilerinde kaygı hissi uyandıran durumlarda bu durumları olduğundan daha kötü görerek korku duyar ve paniklerler. Başlarına çok kötü bir şey gelecek ve geçmeyecek gibi hissederler. Kaygı bozukluğu olan kişiler kendilerinde bu hissi uyandıran durum ve olaylardan kaçınırlar. Hatta bu durumlardan kaçınabilmek için kendi hayatlarını kısıtlamayı bile göze alırlar.
Kaygı bozukluğu kişilerin hayat konforlarını ciddi derecede düşüren bir rahatsızlıktır.
Kaygı bozuklukları tedavi edilerek azaltılabilen psikolojik rahatsızlıklardandır.
Kaygı bozukluklarının tedavisinde en çok tercih edilen yöntemlerden biri psikoterapi uygulamalarıdır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve EMDR terapisi psikoterapi uygulamalarına örnektir. Alanında uzman bir psikoterapist ile görüştüğünüzde sizin için uygun olan terapi yöntemini kullanarak tedavi sürecini sizinle paylaşacaktır. BDT ile terapist, kişinin sahip olduğu olumsuz düşünceleri olumlularıyla değiştirmeyi hedefler. Süreç ev ödevleri ile desteklenir.
Terapi sürecinde terapist eşliğinde danışana aşamalı olarak maruz bırakma uygulanabilir. Kişinin kaygısının sebebi travma kaynaklı ise terapist EMDR terapisini tercih edebilir. EMDR ile terapi sürecinde terapist kişinin sahip olduğu anksiyetenin kaynağı ve tetikleyicileri tespit eder ve kişinin geçmişte yaşadığı anıya karşı hissettiği negatif düşünceleri duyarsızlaştırmayı hedefler. Çocukluk yıllarında gözlenen kaygı bozukluklarında oyun terapisi de kullanılan yöntemlerden biridir.