Yalan söyleyen kişi, elini yüzüne değdirme ihtiyacı duyar. Özellikle burun bölgesi anatomik olarak kaşınır ve elini burnuna götürmekten alıkoyamaz. Bunun dışında; çenesini tutması, parmaklarıyla ağzını örtmesi, göz çevresini kaşıması, dudaklarını bastırması, kulak memesiyle veya saçlarıyla oynaması gibi şeyler de kişinin yalan söylediğine dair ipuçlarıdır.
Gerçek olmayan duygular kendini gözlerden ele verir, çünkü asılsız tepkiler sadece ağız ve el hareketleriyle sınırlı kalır.
Soru sorduğunuzda avuçlarını sıkıyorsa, normalden fazla hareketli veya hareketsiz duruyorsa, gereksiz yere fiziksel temas kurmaya çalışıyorsa; yalan söylediğine dair sinyal veriyor demektir.
Karşınızdaki kişi, “Neden yalan söyleyeyim, sakın yanlış anlama, dürüst davranırsam, doğruları anlatmam gerekirse…” gibi cümleler kullanıyorsa, anlattıklarını abartılı buluyorsanız, duygu sömürüsü yapıyorsa, duygularınızı okşayarak davasını yürütmeye çalıştığından şüphelenebilirsiniz.
Suçlayıcı ifadelerde bulunduğunuzda size pek fazla sinirlenmiyorsa, suçluluğunu içselleştirmiş olma ihtimali üzerinde durabilirsiniz. Çünkü zihninin bir köşesinde sizi haklı buluyordur.
Yukarıda bahsetmiş olduğum işaretler haricinde, karşınızdaki kişinin anlattığı şeyler arasında bir kopukluk veya tutarsızlık olduğunu düşünüyorsanız, doğruluğunu test etmek için konuyu tersten anlatmasını isteyebilirsiniz. Sonuç kısmından başlayarak, “Ondan önce ne olmuştu?” şeklinde sorular yöneltebilir ve olayın geçtiği mekân hakkında konuşturabilirsiniz.
Tüm bu teknik bilgiler, insanların size karşı dürüst olup olmadıkları hakkında fikir verir. Ancak siz yine de hissi düşüncelerinizi örseleyerek, sağduyunuzu kaybetmeyin.