Yalan söyleyen insan, konuştuğu kimseyle göz göze gelmemeye çalışır. Göz göze gelmemek için gözler daha çok sağa ve sola kayar. Kirpikler daha fazla açılıp kapanır. Yalanı anlaşılmaması için konuştuğu insanın yüzüne ve gözlerine içine bakmamaya çalışır. Çocukların yalan söylediklerini düşündüğümüz zaman yüzüme ve gözlerimin içine bak dememiz buradan gelmektedir. Yalan söyleyen kişi konuşurken gözleri belli bir noktaya diker. Eğer gözler yere doğru belli bir noktaya bakıyorsa geçmişle, gözleri tavanda bir noktaya doğru bakıyorsa gelecekle ilgili yalan söyleme eğiliminde olduğunu gösterir. Ayrıca yalan söyleyen insanın yanaklarında ve kulaklarında hafif hafif kızarmalar oluşur.
Nasıl ki utanan ve üşüyen insanın yanak ve kulakları kızarırsa yalan söyleyenin insanında yalan söylediği zamanda vücudun en hassas noktası olan yanak ve kulaklarda da kan dolaşımına bağlı olarak kızarmalar olacaktır. Yalan söyleyen kişi sorulara kısa ve kestirme cevaplar verir. Daha çok evet, hayır, herhalde, bilmiyorum gibi cümleler kurar. Bu şekilde kestirme cevap vermelerindeki amaç fazla konuşarak yalanının ortaya çıkmamasını sağlamaktır. Eğer bir çocuk yüzünü çevirerek ya da sırtını dönerek konuşuyorsa, büyük ihtimalle yalan söylüyor demektir.
Ayrıca çok bilinen gözlenebilir bir davranış da kişinin çok kere yüzüne dokunmasıdır, her insan konuşurken yüzüne dokunabilir fakat yalan söyleyen insanlar farkında olmadan birkaç kez aynı davranışı tekrar edebilir. Örneğin, kişinin burnuna veya göz çevresine dokunması, elini çenesine koyup bir süre sonra tekrarlaması tipik davranış örüntüleridir. Tüm bunların altında yatan sebep kişinin kaygı düzeyinin yükselmesidir. Yalan söylemek genelde beynin sağ hemisferinin organize ettiği bir davranıştır. Beyin ile beden arasında çapraz bir ilişki olduğundan ve bedenin sol tarafını sağ beyin idare ettiğinden yalan söyleyen kişi de sol el ve ayak hareketlerini daha yoğun görebiliriz.