Hayatımızın rutin akışı içinde zaman zaman pitstoplara ihtiyaç hissederiz. Belki bir an için de olsa durup dinlenmek; yaşantımıza farklı bir yön verebilmek, zamansızlık nedeni ile sürekli ertelediklerimizi bir an önce hayata geçirebilmek adına. Belki de içimizde durgunlaşan yaşam pınarını daha aktif ve coşkulu hale getirebilmek için. Ama neden her ne olursa olsun bu duraklar gerçekten de önemlidir. Tabii durmasını, ama hemen ardından yeni coşkularla ve kocaman gülüşlerle başlamasını bildikten sonra.
İşte bunun için önümüzde güzel bir pitstop var: Hafta sonu…
Yaşadığımız tüm güzellikleri içimize sindirip, olumsuzlukları bir nefeste unutabileceğimiz ve yepyeni umutlarla merhaba diyebileceğimiz güzel hafta sonu. Bu yeni haftayla beraber yaşımıza bir çentik daha attığımızı, ama o nispette tecrübelerimizi katmerleştirdiğimizi düşünerek kollarımızı kocaman açalım. Yeni umutlara, yeni heyecanlara, yepyeni güzelliklere merhaba demek için; daha çok sevmek ve sevilmek, daha çok umutlanmak için.
“Bugün başımıza gelenler dün düşündüklerimiz, yarın başımıza geleceklerse bugün düşünmekte olduklarımızdır.” O halde olumsuz her ne varsa bir yana bırakıp; olumlu düşünerek, hayatımıza hep güzellikleri çağırarak yüzümüzdeki kocaman tebessümle yeni haftayı karşılayalım gönülden, tüm coşkumuzla.
Bu yeni hafta; bizim en yakın pitstopumuz olsun hedeflerimize başlamamız adına. Kendimizle, geleceğimizle, sağlığımızla ve sevdiklerimizle ilgili olarak en çok yapmak istediklerimizi düşünce süzgecimizden geçirip uygulamaya koyalım birer birer. Yılmadan, bıkmadan, azimle ve sebatla. Her ulaşılan hedef bizler için diğer hedeflerimize ulaşmamızda itici bir isteklendirme etkisi yapacaktır hiç kuşkusuz. Önemli olan belki de ilkine başlayabilmektir, ne dersiniz?
Bu hafta sonu bazılarımız için sigarayı bırakacağımız, bazılarımız için diyete gerçekten başlayacağımız, bazılarımız için yeni iş imkânları yaratacağımız, bazılarımız için idealimizdeki eve kavuşacağımız, bazılarımız için hayalimizdeki aşkımızla bir araya geleceğimiz, bazılarımız için rüyalarımızdaki tatili yaşayacağımız, bazılarımız için anne-baba olacağımız, ama hepimiz için çok sevip, çok sevileceğimiz bir hafta sonu olsun.
Yeni haftayla birlikte herkesin düşleri gerçek olsun. Barışın, sağlık ve huzurun, sevginin egemen olduğu bir dünyada NİCE GÜZEL GÜNLERE…
*Pitstop: Formula 1 de arabaların benzin almak, lastik değiştirmek, kaskın camını sildirmek vs. işler için durduğu ortalama 8 saniyelik bir süreç. 8 saniyelik olay.
Şifre Sizsiniz
İnsanların yaşamları boyunca en büyük arzularından biri hatta en büyüğü nedir düşündünüz mü?
MUTLU OLMAK.
Peki, nedir bilir misiniz mutluluğun kapısının kilidini açan bu şifre? Gerçekten bunu düşündünüz mü hiç?
Aslında birçok şeyden evvel rölatif bir kavram olmakla birlikte mutluluğun ne anlama geldiğini kendine açıklayabilmeli insan; yani herkesin kendine göre bir mutluluk tarifi yapabilmesi gerekir.
Mutluluk veya mutlu olmak az evvel değindiğimiz gibi rölatif; kişiden kişiye göre değişen bir olgudur. Kısaca ve en kestirmeden size bir ipucu vermek istiyorum mutluluk iç huzurun bulunabildiği, yaşamın tadına varıldığı, gülümsenebildiği, kendimi seviyorum, insanları seviyorum denilebildiği andır.
Peki, hiç düşündünüz mü neden acaba günümüzde insanlar bu kadar mutsuz, umutsuz, kaygılı, sıkıntılı, somurtkan? Çevrenize baktınız mı hiç? Hayatından memnun olanların sayısı ne kadar az değil mi?
Yüzyıllardır milyarlarca insanın yaşadığı bu dünyada herkes farklı şekiller de mutlu olabilirken, mutlu olmanın bu kadar çok yolu varken, acaba neden mutsuzuz? Hiç düşündünüz mü? Mutsuz olmak için bir sürü sebep sıralayabilirken, mutlu olmak için nedenlerimiz ne kadar da az di mi?
Hepimiz mutlu olmayı becerebilmeliyiz aslında; en küçük şeylerden bile. Bunu başarabilen insanlar elbette var ama sayıları az. Mutlu bir insan gördüğümüzde bile mutlu olabilmeliyiz aslında.
Acılar, sıkıntılar ve hüzünler elbette yaşamın birer sıcak parçaları. Ancak bu demek değil ki hayatta sürekli acılarla, sıkıntılarla, hüzünlerle karşılaşacağız; her şey bu şekilde gidecek. Hayır, her şey gibi hüzünler de mutsuzluklar da geçicidir. Yanı sıra mutluluk da geçicidir. Önemli olan yaşama sevincini yitirmemek. Bu döngüyü kendi içimizde kurabilmek, mutluluk döngüsünde yarını yakalayabilmektir.
Mutlu olmalıyız çünkü yaşıyoruz, hayattayız. Nefes alabiliyoruz, görebiliyoruz, yürüyebiliyoruz; bunun için güçlük çeken insanlar sizin yerinizde olmak istemezler miydi? Mutlu olmalıyız çünkü hayatımızın ne zaman biteceğini bilmiyoruz, bunu bilerek yaşayan insanların olduğunu da unutmamalıyız. Acı ve hüzünlerin ardından mutlu günlerin bizi beklediğini unutmadan yaşamalıyız.
Evet, anlaşıldığı üzere aslında mutluluğun şifresinin ne olduğu yavaş yavaş açığa çıkıyor. O şifre aslında çok uzakta değil o şifre SİZSİNİZ.
Hayatınızı mutlu ya da mutsuz yaşamak sizin elinizde, bu bir tarz meselesi, bu bir bakış açısı. Hayata hiçbir zaman tek bir açıdan bakmayınız. Mutlu olmak için illaki her şeyimizin tam olması gerekmiyor. İçinize bir bakar mısınız? Engelsiz ve sebepsiz ve objektif olarak kendinizi inceleyin ve tanıyın. Kendinizi bulduğunuz zaman, hayatın herkese verilmiş çok değerli bir armağan olduğunu anlamış olursunuz.
Mutsuz olduğunuzda yanınızda bunu anlatabilecek ya da paylaşabileceğiniz biri olmayabilir. Kendinize anlatın her şeyi. Çözümü siz de çünkü.
İnsan hayal edebileceğinden de fazla bir güce sahiptir içinde. Bu herkesin içinde var olan ancak keşfedilmemiş bir kaynaktır, bu bir zenginliktir.
Kaynağınızı keşfedin ve sımsıkı tutun kollarınızda. Hiç bırakmayın olur mu?
Mutlu olun ve her zaman gülümseyin ki hayatta size gülümsesin.