Her duygunun belirli ölçüler çerçevesinde yaşanması insanın psikolojik gelişimi için önemlidir. Gurur, hırs ve kendini beğenme gibi duyguları da belirli ölçüler çerçevesinde yaşamak doğal ve önemli bir gereksinimdir. Fakat bu duygular belirli ölçüleri aştığı zaman hem kişinin kendisine, hem de çevresine zarar verebilen anormal davranışlara neden olur. Hubris sendromundan muzdarip kişilerin kişilik özelliklerine bakıldığında empati kurmaktan yoksun, kendisi dışında kimseyi düşünmeyen, küçümseyici, kaygı düzeyi yüksek ve hayata karşı doyumsuzluk içerisindedirler.
Hubris terimi tıbbi bir hastalık olarak tanımlanırken abartılı gurur ve başkalarını küçümseme duygusu olarak ifade edilmektedir. Bu sendromun temelinde narsistik, antisosyal ve histrionik kişilik bozuklukları bulunur.Kişiliğin gelişiminde 0-6 yaş önemli bir yer tutar. Aile içi oluşturulan sağlıklı iletişim kişinin önce yakın çevresiyle ardından da toplum içerisinde sağlıklı bir iletişim kurmasına zemin hazırlar. Özellikle bebeklik ve çocukluk dönemindeki evreleri değerlendirmek, aile içi iletişimde hubris sendromuna neden olan etkenleri ayrıca göz önünde bulundurmak gereklidir.
Hubris sendromunun narsistik kişilik bozukluğuyla güçlü bir ilişkisi vardır.Narsist kişilik yapısına sahip kişilerin, kendilerini diğerlerinden üstün, özel ve seçilmiş görmesi, kibir duygusunu yani büyüklük duygusunu yoğun yaşaması hubris sendromuna yakalanma riskini de beraberinde getirmektedir.